23.06.2017

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Zonguldak Ulu Camii’nde Hutbe…

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ

قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم

مَنْ صَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ

Bir icabet saatinde, kalpleri imanla Zonguldak Ulu Camiinin dolduran aziz kardeşlerim, Cuma’nız mübarek olsun. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Ramazan-ı şerefin evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu her türlü azaptan beraat olan Ramazan’ın bu son Cuma’sında huzuruna kabul eden Yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun.

Aziz kardeşlerim,

Bugün hem hüzünlüyüz, hem sevinçliyiz. Yeryüzündeki bütün müminler topluluğu olarak kalbimizde bugün hüzün var. Çünkü her sene bize Kur’an-ı’mızı getiren Ramazan-ı Şerif bize veda ediyor. Hüzünlüyüz, çünkü her sene bize kendimizi hatırlatmaya gelen, bize Rabbimizi hatırlatan, bize yetimi, fakiri, miskini hatırlatan, bize şefkatiyle, rahmetiyle, merhametiyle gelen Ramazan ayına bir kez daha veda ediyoruz. Hüzünlüyüz, çünkü bize oruç ibadetini getiren, iftarın sevincini, neşesini getiren, sahurun bereketini getiren, gündüzün sıyamını, gecenin kıyamını getiren o muhteşem Ramazan ayı bize yarın veda ediyor.

Her sene Ramazan bize ötelerden gelen kutlu bir misafirdir, yücelerden gelen çok kıymetli bir konuktur. Bu kıymetli aziz misafir, her sene bize, kalbimize, canımıza, ruhumuza huzur getiren, barış getiren, rahmet getiren, merhamet getiren bu kutlu misafir yarın bize veda ediyor. Allah’tan duamız ve niyazımız odur ki; Ramazan bizden müşteki olarak ayrılmasın. Allah’tan duamız ve niyazımız odur ki Ramazan hepimizden memnun ve mesrur olarak gitsin ve gelecek yıllarda yine kapımızı çalmaya, yine Rabbimizin katından bize gelmeye devam etsin.

Aziz kardeşlerim,

Bugün aynı zamanda sevinçliyiz. Çünkü Ramazan dediğiniz bu büyük mektepten yarın mezun oluyoruz, yarın diplomalarımızı alıyoruz. Öbür gün Rabbimizin عيد الفطر olarak adlandırdığı fıtratımızın bayramını kutlayacağız, bayram sevincine ulaşacağız. Her sene imanı, ibadeti ve tarihi bir sevinç atmosferinde buluşturan muhteşem bir bayrama daha kavuşuyoruz. Bayram sevincini ve neşesini evlatlarımızla, komşularımızla, akrabalarımızla ve bütün kardeşlerimizle paylaşacağız. Onun için sevinçliyiz. Bizleri fıtratımızın bir bayramıyla daha buluşturduğu için Rabbimize hamd olsun.

Aziz kardeşlerim,

Yapılacak iki büyük vazifemiz var. Birinci vazifemiz; Ramazan medeniyetini kalıcı kılmaktır. Ramazan’ın bize getirdiği rahmeti, mağfireti, barış ve huzuru kalıcı kılmaktır. Rabbimiz sadece Ramazan’da bizden kulluk beklemiyor. Ramazan, bizim günahlarımızı çıkartıp giden bir varlık değil. Ramazan, bize 11 ayımızı da düzeltmek için gelir. Ramazan’da kazandıklarımızı kalıcı kılmak en büyük vazifemizdir. Bize düşen vazife; Ramazan’da oruç tutarken nasıl ki dilimizi kötülüklerden koruduk, kalbimizi, zihnimizi kötülerden ve kötülüklerden koruduk. Ramazan’dan sonra da korumaya devam etmektir. Ramazan’da nasıl ki biz yetimin, fakirin farkına vardık. Açın, susuzun farkına vardık. Ramazan’dan sonra kazandığımız bu güzel hasletleri devam ettirmeliyiz. Ramazan’da iftar vakti bizi nasıl ki Allah’a yakınlaştırdı, nasıl ki teravih namazlarında camilerimizde Kur’an’la buluştuk, Rabbimizle buluştuk, Ramazan’dan sonra da Rabbimizin huzurundan asla ayrılmamalıyız. Sadece mübarek Ramazan ayında değil mübarek 11 aylarda da Cenabı Hakk’a kulluk yapmaya devam etmeliyiz.

Hutbemin başında okuduğum ayeti kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurdu: “وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ ” “Şeksiz ve şüphesiz olan, her insanı bekleyen ölüm, gelip sizi buluncaya kadar Allah’a kulluktan ayrılmayınız.” O ne büyük nimettir, o ne büyük şereftir, her gün Allah’la buluşmak, her gün Allah’la konuşmak, her gün Allah’ın huzurunda divana durmak, ne güzel bir nimettir. Rabbim bizleri bu nimetten asla mahrum eylemesin.

Aziz kardeşlerim,

Yüce Rabbimiz Haşr Suresinde şöyle buyurur: “وَلَا تَكُونُوا   كَالَّذ۪ينَ   نَسُوا   اللّٰهَ   فَاَنْسٰيهُمْ   اَنْفُسَهُم” “Ey iman edenler, sakın Allah’ı unutanlardan olmayınız. Allah’ı unutursanız Allah da size kendinizi unuttur. Kardeşlerim, yeryüzünde en kötü unutkanlık insanın kendisini unutmasıdır. İnsan Allah’ı unutursa kendisini de unutur. Ramazan ayı bize hem Rabbimizi hatırlatmaya geldi, hem kendimizi hatırlatmaya geldi, kendi iç dünyamıza yolculuk yaptırdı, kendi kalbimizin farkına vardırdı, ruhumuzun sırrına erdik. Öyleyse Ramazan’ın bize hatırlattıklarını bayram geçtikten sonra unutmayalım. Bugünlerde üzerinde duracağımız birinci husus bu.

İkinci husus ise, yarın inşallah arife günü, ertesi gün bayram, bu bayram sıradan bir sevinç günü değildir. Bu bayram yeryüzündeki bütün müminlerin, bütün Müslümanların bayramıdır. Bu bayram iftarın bayramıdır, bu bayram imsakin bayramıdır, bu bayram infakın bayramıdır. Bu bayram hep birlikte kalplerimizi sevinçle doldurmalıyız. Yüreklerimizi sevinçle doldurmak, bayram günü yapabileceğimiz en büyük ibadettir ve sevinci, o neşeyi, o huzuru, o barışı avuç avuç komşularınıza taşıyınız, uzaktaki yakınlarınıza taşıyınız. Bayramın neşesini ve sevincini ne kadar paylaşırsanız, bayramı o kadar hak edersiniz. Bayram günlerinde bayram yapamayanlara bayram yaptırınız. Hastanelerde tedavi gören kardeşlerinizi unutmayınız.  Mahrum, fakir, bayram sevincinden yoksun olan yetimleri unutmayınız. Avuç avuç bayramın neşesini, bayramın sevincini ne kadar çok insanla paylaşırsanız, Cenabı Hakk’ın katında dereceniz o kadar yükselir.

Biliyorum, son yıllarda sevincimiz gölgeli, bayramları buruk yaşıyoruz, Ramazan’ları mahzun yaşıyoruz, çünkü biz milletçe hem zor günler geçiriyoruz, nice evlatlarımızı şehit veriyoruz, hem de yeryüzünün muhtelif yerlerinde nice kardeşlerimiz bizim gibi bayram sevincini yaşayamıyorlar. Kardeşlerimiz bayram sevincini yaşamadıkları için bayramlarımız gölgeli, sevinçlerimiz, neşelerimiz gölgeli, fakat onlar adına da biz bayramları yaşamalıyız, bayramın sevincini onlar adına da yaşamalıyız, çünkü siz umutsunuz.

Aziz kardeşlerim,

Sizin bu topraklardaki varlığınız yeryüzünde bayramın sevincinden mahrum olmuş bütün mazlumlar için umuttur, o umudu Cenabı Hakk ebediyete kadar baki kılsın. Cenabı Hakk bu umutla yaşamayı, bu umutla kardeşlerimize yardımcı olmayı bizlere daima nasip ve müessir eylesin.

Aziz kardeşlerim,

Bugün Zonguldak Ulu Camiinin minberinden bayram öncesinde bir hususu daha paylaşarak hutbemi bitiriyorum. Bugün ülkemizdeki 85 bin camide minberden bu uyarıyı yapmayı, bu ikazı yapmayı bir kardeşlik vazifesi bildik. Her bayram geldiğinde tabi ki bütün vatandaşlarımız, kardeşlerimiz bayramın hakkını vermek, gereğini yerine getirmek için annelerini, babalarını, kardeşlerini, sevdiklerini ziyaret etmek için yollara çıkıyorlar ve her sene biz bayram yolculuğunda yüzlerce, bazen binleri bulan kardeşimizi kaybediyoruz, bayramın sevincini hüzne dönüştürüyoruz. Bu noktada bütün vatandaşlarımız, bütün kardeşlerimiz dikkatli olmalıdır.

Trafik, bir ahlaktır, bir hukuktur aynı zamanda. Her kardeşimiz yolda yola çıkan diğer kardeşimizin hakkına riayet etse, her kardeşimiz acele etmeden sabırla, teenniyle hareket edip önceliği kardeşine verse hiçbir canı kaybetmeyiz. Her kardeşimiz yola çıktığında sadece kendisini, evlatlarını, çocuklarını değil, kardeşini, beraber yola çıkan can yoldaşını düşünse, biz her sene bayramlarda bazen küçük bir ilçenin nüfusu kadar can kaybediyoruz, insan kaybediyoruz.

Cenabı Hakk sıhhat ve afiyet içerisinde her kardeşimizi kendi evine ve menziline kavuşmasını nasip eylesin. Cenabı Hakk bu aziz milletin evlatlarını her türlü kazadan, her türlü beladan, her türlü musibetten muhafaza eylesin.